Bu başarı, Çalışma ve Maliye Bakanlığı bürokratlarına aittir! Kendileriyle ne kadar gurur duysalar azdır! Önce işçi toplu sözleşmesini düzgün yönetemediler, ardından memur toplu sözleşmesini düzgün yönetme şansları zaten kalmadı. Şimdi ise durumu kurtarmaya çalışıyorlar.
Konuyu yakından bilen herkes, sendikalar haklı diyor. Etrafımız ateş topu, ülkemiz ekonomik zorluklarla boğuşuyor, savunma sanayisinde iyi gidiyoruz, ekonomi toparlanıyor, neden ülkenin huzurunu kaçırıyorsunuz diyenler bile bu sefer sendikalar haklı diyor. Bence de haklılar, çünkü adalet üzerinden bir sorgu yaparak talepte bulunuyorlar.
Bu toplu sözleşme süreci daha öncekilere hiç benzemiyor. Önceki toplu sözleşmelerde Memur Sen bir tarafa diğer bütün sendikalar, sendikasız memurlar, basın vs. hepsi bir tarafa görüntüsü oluşuyordu. Pusuda bekliyor, sorumluluk almıyor ve son anda ortaya çıkarak, imza atmamış olsa bile Memur Sen’e, “sefalet ücretini kabul ettiniz, memuru sattınız.” Diye saldırıyorlardı. Şimdi bir satış suçlaması olacaksa, sadece şunu diyebilecekler; memuru sattık.
Bu toplu sözleşme süreci, sonuçları itibari ile de birçok köklü değişikliğe sebep olacak gibi duruyor. İşçi-memur tartışması, çalışma hayatında önemli değişikliklere gebe. Bir süredir arka planda yürüyen tartışma gün yüzüne çıkacak, işçiler ve işçi sendikaları, şimdilerde avantaj gibi görünen sonuçların sebep olduğu tartışmaları göğüslemek zorunda kalacaklardır. Sendikalarla ilgili yasalar tartışmaya açılacak ve ortak bir takvim ve ortak bir yasal dayanak mecburi hale gelecektir.
Süreç sona doğru yaklaşıyor. Memurlar tatilde ancak yarın büyük mitingler ve iş bırakma eylem kararları var. Bütün sendikalar beraber eylem yapın diye yıllardır söyleyip duruyordunuz, şimdi bu yapılıyor. Rahatını bozmayan, eyleme katılmayan, meydanları inletmeyenlerin, sendikalara kızmaya hakkı yok bu sefer. Gidin ve hakkınızı arayın.
Memur sendikacılığı bir kırılma aşamasında. Ya daha ileri sendikal haklar alınacak ki olağan olan budur ya da ideolojik yönlerini güçlendirerek ayakta kalmaya çalışacaklar. İdeolojiler sendikaları ayakta tutar, kazanımlar ise işlerini kolaylaştırır. Hep beraber karar vereceğiz, sendikaları üretimin, hizmetin içinde mi tutacağız yoksa ideolojik kavgalarla birbirlerini yemelerini mi izleyeceğiz. Kamu yararı sendikaların, kimliklerini kaybetmeden üretimin içinde aktif kalmalarındadır.
Eylem, sendikaları diri tutar. İş bırakma kararı iktidarı yıpratır, imajını çizer, muhalefetin işini kolaylaştırır. Bu yüzden her adımı kritik süreçler başladı. Sekizinci dönem toplu sözleşme sürecinin finalini ve sonrasında olacakları, hep beraber yaşayıp göreceğiz. Öğretici ve bereketli olacağa benziyor. Üzerinde araştırmalar yapılır, makaleler yazılır bence. Merakla bekliyoruz. Yarın ben de Ankara’ya giderek o atmosferi teneffüs edeceğim. Hayırlı olsun.
A. Tanıl KARAKUŞ
Eğitimci Yazar
SENDİKA BÜLTENİ SAYFASINI