Kamu İşveren Heyeti tarafından daha önce sunulan 2026 yılı ilk 6 ay için yüzde 10, ikinci 6 ay için yüzde 6 zam teklifine ek olarak memurların taban aylığına 1.000 TL artış teklif edilmesine ise tepkiler devam ediyor.
Eğitim-Bir-Sen İstanbul 6 Nolu Şube Başkanı İdris Şekerci ikinci zam teklifi sonrası yaptığı açıklamada Kamu İşverenine tepki göstererek ''Bu durumda yapılacak bellidir: Masada çözüm üretmeyen iradeye, sahadan cevap vermemiz zaruret haline gelmiştir. 18 Ağustos Pazartesi günü iş bırakarak “İstikamet Ankara!” diyerek yola çıkacağız. Memur-Sen Genel Merkezi önünden hareketle Maliye Bakanlığı önünde son bulacak yürüyüşümüz ile derdimizin ekmeğimiz ve emeğimiz olduğunu hep birlikte haykıracağız.'' dedi.
ŞEKERCİ açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
KUL HAKKI ATEŞTEN GÖMLEKTİR HUTBESİNDEN KAMU İŞVERENİNE DERSLER
Son haftalarda Diyanet’in cuma hutbelerinin toplumsal sorunlara duyarlılık anlamında önemli bir katkı sunduğu ortada. Onaylayan ya da onaylamayan her kesimin bu hususta mutabık olduğu, sanal medya üzerinden teyidi mümkün. Bu haftaki hutbenin ise —algıda seçicilik midir bilemedim— kamu çalışanlarının gündemine önemli bir parantez açtığı görülüyordu.
“Kul hakkı ateşten gömlektir” üst başlığıyla irad edilen hutbede, “Çalışanlar arasında adil davranmamak kul hakkıdır. İşverenin çalışanına ücretini tam ve zamanında vermemesi kul hakkıdır…” ifadesi, umarım cuma namazına giden kamu işveren temsilcilerinin de dikkatini çekmiştir.
Hutbeden devam edecek olursak; “…zemin etüdü yapılmadan bina inşa etmek…” nasıl ki kul hakkı ise, çalışanların yaşadığı durumu doğru tespit etmeden zam önerisinde bulunmak da o kadar sağlıksızdır. “Aldatan bizden değildir!” uyarısı hepimizi bağlar. Birbirimizi ikna etmeye gerek yok; her şey bütün netliğiyle ortada. Sayın Bakan, market fiyatları için TÜBİTAK tarafından üretilen “market fiyatları” uygulamasına bakabilir, kira fiyatları için veri toplayabilir, ocak ayında verdiğini vergi dilimi adaletsizliğiyle hangi ayda geri aldığını tespit edebilir. Yılın ikinci altı aylık diliminde fiilen zam vermiş olmadığını da bu vesileyle —bir memur bordrosu üzerinden— kolaylıkla anlayabilir.
An itibarıyla sözün bittiği, kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerdeyiz. Toplu Sözleşme Masası’nda bizim derdimizin yeterince anlaşılmadığını, yapılan yetersiz teklif sonrasında üç konfederasyon temsilcisini davet eden Sayın Bakan’ın, taban aylığa 1000 (bin) ? ilave teklif (!) sunarak açıkça ortaya koymuştur.
Bu durumda yapılacak bellidir: Masada çözüm üretmeyen iradeye, sahadan cevap vermemiz zaruret haline gelmiştir. 18 Ağustos Pazartesi günü iş bırakarak “İstikamet Ankara!” diyerek yola çıkacağız. Memur-Sen Genel Merkezi önünden hareketle Maliye Bakanlığı önünde son bulacak yürüyüşümüz ile derdimizin ekmeğimiz ve emeğimiz olduğunu hep birlikte haykıracağız.
SENDİKA BÜLTENİ SAYFASINI