Şehit öğretmenlerimizin aziz hatıralarını asla unutmayacağız.
Sözlerine tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü en içten dilekleriyle kutlayarak başlayan Geylan,“Devletimizin ortaya koyduğu ‘21. Yüzyıl Türkiye Yüzyılıolacak’ hedefi, eğitimle inşa edilecektir. Eğitimin taşıyıcı kolonu öğretmendir. Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ifade ettiği gibi bizler; fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirerek Türkiye Yüzyılı’nı inşa edeceğiz. Her türlü zorluğa rağmen fedakârca büyük bir gayret ortaya koyan, ülkemizin geleceğini emanet edeceğimiz çocuklarımız için varını, yoğunu seferber eden tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü kutlu olsun. Ayrıca, bu kutsal görevi icra ederken şehit olan öğretmenlerimizi de minnet ve rahmetle yâd ediyorum. Neşe Alten, Yasemin Tekin, Aybüke Yalçın, Necmettin Yılmaz… Her biri bizler için çok kıymetli. Ruhları şad olsun” dedi.
Sendikamızın tespitlerine göre 2025-2026 eğitim-öğretim yılında 30 ilde ücretli öğretmen sayısı 48 bin 594, norm kadro açığı ise 60 bin 035’tir.
2024 KPSS sonuçlarına göre 15 bin öğretmenin görev yerlerinin bugün belirlendiğini söyleyen Geylan, ancak mevcut öğretmen açığı göz önüne alındığında, bu atama sayısının kesinlikle yeterli olmadığını kaydetti. Türk Eğitim Sen’in ücretli öğretmen araştırmasına vurgu yapan Geylan, “Geçtiğimiz eğitim-öğretim yılında 78 ilde 86 bin 142 ücretli öğretmen görevlendirilmiş, norm açığı ise 101 bin olarak tespit edilmiştir. 2025-2026 eğitim-öğretim yılında da il valiliklerinden ücretli öğretmen sayısı ve norm kadro açığına ilişkin bilgi talep ettik. Şu ana kadar 30 İl Valiliğindentalebimize cevap geldi. Buna göre ücretli öğretmen sayısı 48 bin 594, norm kadro açığı ise 60 bin 035’tir. Ücretliöğretmenlerin 19 bin 851’i eğitim fakültesi mezunu, 25 bin 412’si lisans mezunu, 4 bin 331’i ise ön lisans mezunudur. Bakanlığın ek ders ücreti karşılığında ücretli öğretmen görevlendirmesi, ciddi bir açığın bulunduğunun ve bugün yapılan 15 bin atamanın bu açığı kapatmaya yetmeyeceğininen somut kanıtıdır. Bu sayı, yalnızca geride kalan eğitim-öğretim yılında emekli olanların oluşturduğu boşluğu bile ancak dolduracaktır” diye konuştu.
KPSS’de derece elde eden, ilk 30’a, ilk 50’ye, ilk 100’e giren başarılı adaylar dahi atanamamıştır.
15 bin atama kontenjanının çok yetersiz olduğunu bildiren Geylan, “Bazı branşlarda verilen kontenjanlar şöyledir:Coğrafya 29 kişi, Almanca 23 kişi, Felsefe 41 kişi. Bu kadar düşük kontenjanlar nedeniyle, KPSS’de derece elde eden, ilk 30’a, ilk 50’ye, ilk 100’e giren başarılı adaylar dahi atanamamıştır. Bu arkadaşlarımız başarısız oldukları için değil, kontenjanlar kısıtlı tutulduğu için mağdur edilmektedir” dedi.
2026 yılında tek bir öğretmen dahi öğrencisiyle buluşamayacaktır.
2025 Akademik Giriş Sınavı ile atanması planlanan 10 bin kontenjanın da çok yetersiz olduğunu belirten Geylan, “Yeni düzenleme ile bu adaylar, Milli Eğitim Akademisi’nde 12aylık bir hazırlık eğitim sürecinden sonra göreve başlayabilecektir. Bu takvime göre, arkadaşlarımızın sınıflarıyla buluşması en erken 2027 yılını bulacaktır. Dolayısıyla 2026 yılında tek bir öğretmen dahi öğrencisiyle buluşamayacaktır” ifadelerini kullandı.
Mağduriyetlerin giderilmesi ve öğretmen açığın kapatılması için yapılması gerekenleri sıralayan Genel Başkan Geylan şöyle konuştu:
• “15 bin olan öğretmen atama sayısı en az 40 bine yükseltilmelidir.
• Milli Eğitim Akademisi’ndeki adaylık eğitim süresi 2 aya düşürülmeli, böylece arkadaşlarımızın en kısa zamanda göreve başlaması sağlanmalıdır.
• Milli Eğitim Akademisi kapsamında yapılacak 10 binöğretmen atama sayısı artırılmalıdır.”
Sınıflarımızda yeterli sayıda öğretmen yoksa, yapılan bu tasarrufların ve alınan ekonomik tedbirlerin bir anlamı kalmayacaktır.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın, ülkedeki öğretmen ihtiyacını giderme konusunda en istekli ve sorumluluğa sahip kurum olduğunu bildiren Geylan, sözlerini şöyle sürdürdü: “MEB elbette öğretmen atama sayısının artırılması ister; ancak, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın MEB’e tahsis ettiği kadro sayısı çok yetersizdir. Bilindiği gibi Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek göreve geldiğinde tasarruf tedbirlerini hayata geçirmişti. Bir ülkenin ekonomik sorunları varsa, bu sorunlara yönelik tedbirlerin alınması ve uygulanması elbette doğru olandır. Ancak bizim temel tezimiz şudur: Eğitimde tasarruf olmaz. Diğer alanlarda yapılacak tasarrufların olası olumsuz etkilerini kısa sürede telafi etmek mümkündür; bir başka deyişle, diğer alanlardaki eksikler hızla giderilebilir. Fakat eğitimde yapılacak tasarrufların yol açtığı eksiklerin, on yıllara sirayet eden kalıcı olumsuz sonuçlar doğuracağı göz ardı edilmemelidir. Bu nedenle her alanda tasarrufa ‘evet’ derken, eğitimde tasarrufa ‘hayır’ diyoruz. Eğitimde giderilmesi gereken acil ihtiyaçların başında öğretmen açığıgelmektedir. Sınıflarımızda yeterli sayıda öğretmen yoksa,yapılan bu tasarrufların ve alınan ekonomik tedbirlerin bir anlamı kalmayacaktır. Çünkü eğitimin en temel ve asli unsuru öğretmendir.”
Hiç ücretli polis, ücretli doktor veya ücretli hemşiregördünüz mü?
Tüm öğretmenlerin sadece kadrolu atanmasını isteyen Geylan, ne yazık ki öğretmenlerimizin bir kısmının ücretli adıyla, belirli saat dilimlerinde, part-time ve sadece ek ders ücreti karşılığında çalıştırıldığını ve bunun adına da ücretli öğretmenlik denildiğini ifade etti. Geylan, “Türkiye’de hangi mesleğin ‘ücretli’ çalışanı bulunmaktadır? Hiç ücretli polis, ücretli doktor veya ücretli hemşire gördünüz mü?” diye sordu.
Asgari ücretin şu an 23 bin TL olduğunu hatırlatan Geylan, ücretli öğretmenlerin neredeyse tamamının, Türkiye’deki en dip ücret olan asgari ücretin bile altında bir gelirle yaşam mücadelesi verdiğine vurgu yaptı. Bir öğretmenin, bu ücret ile temel ihtiyaçlarını; yani barınma, ulaşım ve eğitim gibi zaruri giderlerini nasıl karşılayacağını soran Geylan, asgari ücretin altında öğretmen çalıştırmanın, bu ülkeye ve eğitime yapılmış büyük bir ayıp olduğunu söyledi. Bu ayıptan kurtulmanın tek yolunun, ücretli öğretmen görevlendirmeye ihtiyaç kalmayacak şekilde yeterli sayıda kadrolu öğretmen atamasıyapmak olduğunu bildiren Geylan, “Ücretli öğretmenlik, aslında geçici bir pansuman tedbirdir. Öğretmenler askere gittiğinde, doğum iznine ayrıldığında veya uzun süreli sağlık raporu aldığında, İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri geçici bir çözüm olarak ücretli öğretmen görevlendirirler. Ancak bugün geldiğimiz noktada, bu geçici pansuman tedbirin maalesef asal istihdam haline getirildiğini görmekteyiz. Oysaki, mevzuata göre asgari ücretin altında personel çalıştırmak mümkün değildir ve bu bir suç teşkil eder” dedi.
Sözleşmeli öğretmenliğin de kaldırılması gerektiğini bildiren Geylan, “Kamuda aynı işi yapan çalışanlar farklı statülerdeistihdam edilemez! Bu durum, çalışma barışını bozmakta ve adaletsizliğe yol açmaktadır. Öğretmen öğretmendir. Tüm öğretmenler arasında ayrım yapılmaksızın sadece kadrolu istihdam modeli esas alınmalıdır” dedi.
Elverişsiz koşullarda görev yapan öğretmenlere Zorunlu Hizmet Tazminatı verilmelidir.
2018 yılında yayınlanan 2023 Eğitim Vizyon Belgesi’nde, elverişsiz koşullarda görev yapan öğretmenlere teşvik uygulaması getirileceğinin belirtildiğini söyleyen Geylan, “Bu talebi biz 20 yılı aşkın zamandır dile getiriyoruz Bu taahhüt mutlaka yerine getirilmelidir. Zira Ankara’nın Çankayailçesinde görev yapan öğretmen ile Hakkâri’nin Çukurca ilçesinde görev yapan öğretmene aynı özlük hakların verilmesi büyük bir adaletsizliktir. Asker ve polislerimizde olduğu gibi elverişsiz koşullarda görev yapan öğretmenlere bir asgari ücret ile iki asgari ücret arasında değişen oranlarda Zorunlu Hizmet Tazminatı verilmelidir. Bu tazminat, öğretmenin yaptığı fedakârlığın devlet tarafından göz ardı edilmediğinin göstergesi de olacaktır” diye konuştu.
Ek ders ücretleri artırılmalıdır.
Ek ders ücretlerinin artırılması gerektiğini bildiren Genel Başkan Geylan, “Öğretmenlerin bir saatlik ek ders ücreti160 TL’dir. Mevcut ekonomik koşullar altında bu rakam kabul edilemezdir. Bu durum mesleğin itibarıyla da bağdaşmamaktadır. Tesisat arızası gibi teknik bir iş için bir saatlik çalışmaya 2 bin TL ücret ödenebilirken, bir saatlik ders ücretinin bu seviyede olması çok düşündürücüdür” dedi.
Tüm öğretmenlerin eş durumu mazeret tayini talepleri yerine getirilmelidir.
Devletin 2023 yılını “Aile Yılı” ilan ettiğini hatırlatan Geylan, buna rağmen eş durumu mazeret tayin hakkı gerçekleşmeyen çok sayıda öğretmen bulunduğunu belirtti. Aile birliğinin sağlanmasının, Anayasanın 41. Maddesi gereğince kamu yönetimi için anayasal bir görev olduğuna dikkat çeken Geylan, “Bu anayasal hakkın gerçekleşmemesinin hiçbir meşru gerekçesi yoktur. Tüm öğretmenlerin eş durumu mazeret tayin talepleri yerine getirilmelidir” diye konuştu.
Sosyal Konut Projesi’nden kamu çalışanları öncelikli olarak faydalanmalıdır.
Bazı bölgelerde, özellikle büyükşehirlerde öğretmenlerinyüksek kiralar nedeniyle kiralayacak konut bulmakta büyük zorluklar yaşadığını bildiren Geylan, şunları söyledi: “Türkiye Kamu Sen olarak kamu çalışanlarının 500 bin Sosyal Konut Projesinden öncelikli olarak faydalanabilmesi için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na başvuruda bulunduk. Bu konuda gerekli tedbirlerin acilen alınmasını istiyoruz” dedi.
24 Kasım’da öğretmenlere bir maaş ikramiye verilmelidir.
Her 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde öğretmenlerimize bir maaş ikramiye verilmesini de talep eden Geylan, bunun öğretmenleri onore etmek adına önemli olduğunu söyledi.
Genel Başkanın Açıklamaları İçin Tıklayınız