Dokuz yıl olmuş. Gün gibi taze. Acılar, feryatlar, kin, öfke ve şehit cenazeleri… FETÖ gitti ancak anlaşılan uyguladığı yol ve yöntemler kolay sökülemeyecek. Öyle bir fitne ki bilinçaltına yerleşmiş, kimlik olmuş, davranış kalıbına dönüşmüş.
Bir fetöcüyü nasıl tanırız? İlk akla gelen özellikleri saklanmaktı. Gizlilik her şey. Özellikle askeriyede, yargıda ve nice makam ve mevkilerde. Balkanlardaki turist rehberlerini bile tasfiye etmişler, yerlerine adamlarına koymuşlar. Ancak her şey normalmiş gibi yapmışlar, yerleşmişler ve saklanmışlar.
Kılık kıyafetler düzgün ve yüze her daim gülümseme hâkim olacak. Kösele sürat, hiç bozuntuya vermez. Hakaret et, hakkını elinden al. Önemli değil, bir gün nasıl olsa el koyacaklar ve ülke onların olacak!
Yardımsever ve hayırsever görünürlerdi. Algı yönetiminde ustalardı. Hep zengin ve zeki insanlarla veya onların çocuklarıyla ilgilendiler. Her halleri ile başka işler peşinde oldukları aslında anlaşılıyordu.
Tam da burada FETÖ sonrası ile ilgili bir hususa dikkat çekmek istiyorum. Özellikle bu yönü ile bugün bütün devlet birimlerinin teyakkuzda olması gerekiyor. FETÖ, devlet veya özel güçlü bir kuruma karşı nasıl pozisyon alıyordu diye sorup aldığımız bilgiler ışığında bugüne bakmak gerekiyor.
FETÖ güçlü bir kuruma karşı önce onu ele geçirmeyi, mümkün değilse alternatifini kurmayı, o da mümkün değilse var olan kurumu yıpratıp, iftira atıp, gözden düşürüp, sonunda etkisiz hale getirmeyi amaçlıyordu. Basın, iş dünyası, üniversite, özel okullar, fabrikalar… Son olarak da sendika kurmuşlardı.
Geçmişten bugün geldiğimizde her şey ayan beyan ortaya çıkıyor. Bugün belli kişileri ve kurumları; bilinçli, kasıtlı, sistematik ve sürekli eleştiren, saldıran, iftira atan, yıpratmaya çalışanlar kimse onların geçmişlerine inip, mazilerini biraz kazımak gerekiyor. Normal seyrinde bir eleştiri olsa herkes anlayışla karşılayacaktır.
Aynı konuyu, aynı argümanlarla ve aylarca gündemde tutan kişi fetö tedrisatından geçmiştir. Fetö sistematiği almıştır. Fetöden özel harp taktikleri almış, algı yönetimi kursuna katılmış ve adeta zehirlenmiştir.
Bu ahlaksızca yöntemi karakterine dönüştürenler her dönem olduğu gibi şimdilerde de sosyal mecralarından zehir saçıyorlar..
Özellikle milli ve yerli kurumlara, Memur Sen genel başkanına, Memur Sen’in kurumsal yapısına ve Hak İş'e yönelik bu husumetle hayata tutunan aklı evvel, makam düşkünü, hırsı boyundan büyük sosyal medya iftiracıları bu FETÖ taktikleriyle sonlarının da adım adım FETÖ'nün sonu olacağını bilmeliler.
A. Tanıl KARAKUŞ
Eğitimci Yazar
SENDİKA BÜLTENİ SAYFASINI